FRANSIZ Carrefour’un gizli zamma karşı aldığı tedbir perakende dünyasında gündem oldu. Şirket, ambalajı küçülürken fiyatları düşmeyen ürünleri artık satmama kararı aldı.
Haber birçok mecrada yayılırken gözler Türkiye’deki perakende zincirlerine yöneldi. Fransa’daki mağazalarında PepsiCo ve FritoLay ürünlerinin bulunduğu raflara ‘Kabul edilemez fiyat artışları nedeniyle bu markayı artık satmıyoruz” notları asan ve bu ürünleri stoklamayı bırakacağını duyuran Carrefour bunu, üreticilerin fiyat politikalarını yeniden gözden geçirmeleri amacıyla yaptığını duyurdu. Şirket aynı zamanda sık sık raflara koyduğu çeşitli çıkartmalarla tüketiciye bu ürünlerin paket içeriğinin daha hafif olup olmadığını da sorgulatıyor. Bu uyarılarda ‘Urünün ağırlığı düştü, tedarikçinin uyguladığı fiyat arttı’ yazıyor. Bu durum direkt olarak Carrefour’un kendi yönettiği ülkelerde uygulandığı için Türkiye’de benzer bir karar söz konusu değil.
‘BU ÜRÜN ŞU GRAMAJ OLSUN’
Market raflarındaki gizli zammı bu sayfalardan sık sık gündeme taşıyan Hürriyet Fransa’daki örneği perakende sektörüne sordu.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye’de tam tersine markaların da perakendecilerin de enflasyonist ortamda alım gücüne hitap edebilmek için karşılıklı olarak gramajda esneklik talep ettiklerini belirtti. Yani Fransa’da perakendeciler markaya tepki gösterirken, Türkiye’de bazı perakendecilerin markalara özel olarak “Bu ürünü bu gramajda istiyorum” dediği iddiasında bulundu. Palandöken, şöyle devam etti:
‘O ZAMAN SATMAM’
“Herkesin bildiği bir ürünü düşünün. Bir market ‘Bana bu ürünün 1.25 litreliğini üret’ diyebiliyor. Üretici itiraz ederse de ‘Oo zaman malını almam’ diyor. 81 ilin hepsinde, köylerde bile market var. Ürün ülke genelindeki binlerce mağazada raftan inmesin diye mecbur üretici bu talebi kabul edebiliyor. Sonra da istenilen gramajda milyonlarca üretim yapılıyor. Ciddi bir haksız rekabet var. Marketler bu anlamda daha baskın çünkü pazarlama onların elinde. Ya da mesela 100 gram peynir alacaksın ama sana o şansı vermiyor çünkü öyle bir gramaj yok. Sadece iki limon alacaksın ama fileyle satıyor. Biz bu yüzden yıllardır Perakende Yasası çıksın istiyoruz.”
‘MARKA DA DAYATABİLİYOR’
Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkan Yardımcısı Faruk Güzeldere ise bu durumun iki taraflı olduğunu, marketlerin herhangi bir gramaj talebi olmasa da markaların aynı ürünü her markete farklı gramajda satabildiğini söyledi. Güzeldere, “Türkiye’de bir markanın çeşitli perakendecilere farklı gramajlar sunduğunu, bunun haksız rekabete yol açtığını belirtmek gerekir” dedi.
‘GRAMAJ İZNE TABİ OLSUN’
Gramaj oyunlarının en çok atıştırmalık ve çocuk bezinde yapıldığını bildiren Güzeldere, “Gramajlara standart gelmeli. Gramajı değişecekse de izin alarak yapılmalı. Sebze meyvedeki gibi künye oluşturulmalı, karekodla tarandığında gramaj bilgileri çıkmalı” diye konuştu.
TEKSÜT BAŞKANI: SÜT KUTULARINA GIDA GAZI BASILIYOR
TEKSÜT Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, üreticilerin kendi aralarında gramaj belirleyebildiğini anlattı. Arınık, “200 ml sütler artık 180 ml oldu. Sütün bulunduğu kap 200 ml ama içindeki süt 180 ml. Kutuya daha az süt konulduğu için oluşan boşluğa gıda gazı basılıyor. Üreticiler bunu kendi aralarında yapıyorlar. Benzer durum meyve suyunda da var” dedi. Bunu yapmayan üreticinin ürünü rafta 10 TL iken diğerinin 9 TL olduğunu, dolayısıyla yapmayanın satışlarının düştüğünü söyleyen Arınık, “Öyle bir haksız rekabet var ki, ya uyacaksın ya da rafta şansını kaybedeceksin” diye konuştu.
‘AMBALAJ ZİYAN OLUYOR’
Arınık şöyle devam etti: “Bir küçük ebata düşünce 180 ml kutular elimizde kalıyor. Dünya kadar ambalaj malzemesi ziyan oluyor. Kutuda boşluk olduğu için nakliyesi de sorun. Fazla nakliye parası ödüyoruz. Çok şikâyetçiyiz. Bakanlığın gramajlara bir standart getirmesi lazım.”